8 Nisan 2021 Perşembe

26/03/2021


 

Merhaba Sevgili Okur,

Bir süredir garip ama bir o kadar da gerçek duygular içerisindeyim. Düşünüyorum da, bunca zaman nasıl da kendimi çok dertliymiş gibi hissetmişim; boş ve anlamsız ne kadar çok şeyi beynimde büyütüp, ruhuma boş yere eziyet etmişim.

İnsanların hiçbir şey kaybetmemişken kendini hep kaybeden olarak hissetmesi ne kadar garip. Ancak sadece gerçek bir kayıp yaşayınca farkına varılıyor her şeyin. Ben de bu insanlardan biriyim; gerçek kaybı yaşamadan "Kaybettim!" diyenlerdenim.

26/03/2021… Biliyorum, kimse yaşadığı ilk kaybın acısını unutmaz. Ben de unutamayacağım. Ömrüm boyunca bu tarihi hatırlayacağım. O gün babaannemi, hayatımın neşe kaynağını kaybettim. Belki çok daha acı şeyler yaşayacağım, belki de yaşadığım ilk ve son acı olarak kalacak ve bende yazdıklarımla anılan biri olarak anılacağım, bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey var: İnsan er ya da geç bütün korkularıyla yüzleşiyor. Evet, sevgili insan, ölüm bu hayatın tek gerçeği. Benim ise en büyük korkumdu ve ben bununla yüzleşmek zorundaydım, ve yüzleştim.

Ölüm, ta ki ölene kadar ulaşılmaz bir ayrılıktır. Öyle ki, her yerde o var dersiniz, ama o toprak altındadır; siz ise hayaliyle baş başa kalırsınız, acısını günlerce yaşarsınız, acısı yakanızı bırakmaz. Ama acı olan ne biliyor musun? İnsan acısı daha büyük olanı teselli etmek zorunda kaldığında yaşar. 63 yılını kaybeden bir insanı teselli etmek zorundasınız, işte bu zor. Ne deyip avutulur insan? Nasıl acısı hafifletilir? Ya da "Dünyam yıkıldı!" diyen birinin dünyasını nasıl tekrar inşa edersiniz? Bilmiyorum. O ağlamasın, üzülmesin diye kendi acınızın üstünü örtmek ne demek? Ben şimdi bunları nasıl anlatayım? Gece uyanıp, "Allah'ım, mekânını cennet et, ben ondan razıyım, sen de razı ol!" diyerek dua eden birine ne denir? Ne denmesi gerekir? Biz onu avutmaya çalışırken, o kendini teselli ediyor. Açıyor ellerini ve "Gelen Allahtan!" diyor. Bir kez daha utanıyorum, bir kez daha çaresizliğime üzülüyorum. İnsan olmak böyle bir şey herhalde. Her şeye gücüm yeter sanıp, aciz olduğunu bir anda anlamak, unuttuğun ne varsa hatırlaman gereken ne varsa varlığını daha çok kavramak…

Ben de bu dönemde bir şeyin farkına vardım. Allah, gerçekten kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemiyor; sen kaldıramam sanıyormuşsun. Ben, sevgili insan, ölüden, ölümden, içinde ölü geçen cümleden bile korkardım. Ta ki ölüm evime gelene kadar. Ölümle tanıştığım vakit, ağlaya ağlaya kıyafet katlarken, dedeme, gelene gidene yemek hazırlarken fark ettim ki korkudan zerre kalmamış. Ölürüm, ben de yaşayamam dediğimde, boş bir konuşma olduğunu suratıma bakıp, "Mekânı cennet olsun" dediklerinde anladım. Anladım ki dünya dönmeye devam edecek ve biz hayata bir kişi eksik devam edeceğiz. Gerçekten ölenle ölünemiyor; Allah, onun da sabrını ve gücünü verecekti. Katlanamam dediğin her şeye katlanacaksın. Allah öyle kudretli ki, senin sırtına taşıyamam dediğin yükü yüklemeden önce o yükü taşıyacak gücü verecek ve o vakit anlayacaksın, Allah’ın en güçlü ve en kudretli olduğunu. Çünkü o her şeye gücü yetendir!

Selametle...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Vazgeçmenin Öğrettikleri: Hayatın İçinden Bir Gün Bugün, hayatıma sanki görünmeyen bir güncelleme gelmiş gibiydi. Ne olduğunu tam olarak k...