Selam…
O kadar uzun zaman oldu ki ne yazacağım, ne yazmam gerektiğini inan hiç bilmiyorum. Gecenin bir yarısı, hadi diyerek bir anda açtım bu sayfayı. Şayet mantıklı bir şey bekliyorsan, lütfen bekleme; gerçekten adına yakışır bir şekilde deli bir geri dönüş olacak… Evvela neden geri geldiğimden bahsetmek istiyorum. Çok geçerli bir sebebim var: "Canım" öyle istedi. En son ne zaman yazmaya cesaret etmişim, hatırlamıyorum. Şimdi cesaretimi tekrar topladım. Ne abarttın dediğini duyuyorum. Deme, çünkü bazıları için bir şeyler yazmak sandığın kadar kolay değil, hatta bunu birilerinin okuyacağı ihtimalini düşünerek yazmak hiç kolay değil. Şimdi diyeceksin ki, "E yazmasaydın o zaman." Haklısın ama yazmak yara, okumak merhem derler ya, o misal. Ben bir merhem umuduyla başladım yazmaya; cesaretim yok, içimde adına istemek dediğim bir duygu var sadece ve kulaklarımda son ses dinlediğim bir şarkı. Belki kafamın içindekileri susturur umuduyla dinliyorum. Bir faydası var mı, bilmem; aslını sorarsan bir fayda beklentim de yok. Hiçbir şeyden, hiç kimseden bir beklentim kalmadı… Yazmakta bunlardan biri ama iyi geliyor ve inan bu bana yeter. Neyse…
Geçmiş bir zamandı, öyle yıkıldım, öyle düştüm ki, kalkmak benim için epey zaman aldı. Şimdi bu yazdıklarım da haykıramadığım sesim olacak herhalde… Gören, okuyan duyacak sesimi, sadece ben bilmeyeceğim; sadece bu haykırış bana ilaç olacak, inanıyorum. Bu inanç bile düştüğüm yerden kalkmam için büyük destek olacak. Hayli zaman oldu; artık toparlanmak ve yola devam etmek zorundayım. Buraya belki bir gün neşeli birkaç satır yazmak nasip olur umuduyla devam edeceğim…
Ne oldu, ne yaşadın diye sorma; zamanla her şeyin cevabını satır satır okuyacaksın. Sana basit gelecek, belki "Ya ben bunlar için mi okudum?" diyeceksin. Bilirim, insansın, hep daha fazlasını ister insan, sana kızmıyorum, kızamam. Bunlar benim anılarım; beğenmek veya beğenmemek gibi bir durum söz konusu bile değil. Benim amacım, zihnimdeki karmaşayı bir az olsun toplayabilmek, bir an olsun derin bir nefes almak. Kaygısız, hiçbir şey düşünmeden, tasalanmadan, öyle boş, bomboş… Çünkü hayatta bence en zor olan, "mış gibi" yapmak; iyiymiş gibi, mutluymuş gibi… Mışlar beni çok yoruyor. İşte tam da bu yüzden yazıyorum: Mış gibi yapmak istemediğim her şey için, daha mutlu, huzurlu olacağım günler için tekrar, yeniden yazıyorum ve o kadar çok inanıyorum ki, iyi olacağına, bu bile yetiyor…
Bu uzun zaman sonra ilk denememdi. Okuduğun için sana, yazma cesareti gösterdiğim için de kendime teşekkür ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder